-
1 ouvrir
Iv t1 créer une ouverture açmak2 permettre le passage açmak3 açmak4 başlamak5 açmakIIv iaçık [a'ʧɯk]◊Ce magasin ouvre le dimanche. — Bu mağaza Pazar günleri açıktır.
См. также в других словарях:
gözünü (veya gözlerini) açmak — 1) uyanmak 2) kendine gelmek, ayılmak Eczacının yaptığı bir adrenalin iğnesinden sonra gözlerini açtı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlerini belertmek — gözlerini, akı çok görünecek biçimde açmak ... birisinin âşıklı maşuklu bir masal söylediğini işitti mi karşısında apışıp gözlerini belertiyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlerini fal taşı gibi açmak — şaşkınlıkla, hayretle bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göstermek — i 1) Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 2) i, e Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak Size kitaplarımı göstereyim. 3) Belirtmek, anlatmak Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor. 4) e Bir şeyin etkisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oynatmak — i 1) Oynamasını sağlamak Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa 2) Kımıldamasına yol açmak Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. M. Ş. Esendal 3) nsz Herhangi bir canlıya… … Çağatay Osmanlı Sözlük